Üsküp’teki Filarmoni Konser Salonu’nda, Rumeli Türkleri Vakfı’nın öncülüğünde gerçekleştirilen programa Kosova, Bosna Hersek, Arnavutluk, Türkiye, Makedonya, Romanya, Batı Trakya’dan barış, üretim ve kalkınmaya öncülük eden isimlerin yanı sıra, Türk kurum ve kuruluşların temsilcileri katıldı.
Programda, Kuzey Makedonya Başbakan Birinci Yardımcısı İzzet Meciti, Türkiye’nin Üsküp Büyükelçisi Fatih Ulusoy’la birlikte, AK Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı ve önceki dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Balkan coğrafyasının önemine dikkat çektiler, ticari, kültürel bağların önemine değindiler.
"Kalkınmasını hedefliyoruz"
Rumeli Kanaat Önderleri’nin Balkan coğrafyasının üretim anlamında kalkınmasına köprü olacağını söyleyen Bayram Vardar, "Oluşumlar farkındalık için ortaya çıkarlar. Bizler, Balkan coğrafyasının üretim başta olmak üzere her alanda kalkınmasını arzuluyoruz. Türkiye’nin bu topraklara olan hamiliği asla gözden kaçırılmaması gerekiyor. Batıdaki bir takım oluşumlar nasıl sahiplenme duygusuyla hareket ediyorsa, bizlerde ecdadımızın izlerinin olduğu bölgelerin ülkemizin öncülüğünde kalkınmasını hedefliyoruz" diye konuştu.
Ödüller verildi
Duygusal anların yaşandığı programda balkanların barış ve huzuru için İnsan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü alanında kayda değer katkılar sunan, Kuzey Makedonya Başbakan Birinci Yardımcısı Meciti, Kuzey Makedonya Tetova Üniversitesi Süleyman Baki, Arnavut tarihçi Ardian Muhaj, İşkodra İstanbul Derneği Başkanı Rıdvan Seferaj, Üsküp Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi Profesörü FeridMuhiç, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Batı Trakya Türk Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Başkanı Hüseyin Baltacı, Yazar Şefka Begovic Licina, Yazar Harun Crnovrsanin, Bulgaristan’dan Doç. Dr. Emine Halil ve Doç. Dr. Harun Bekir, Kosovalı Türkolog Nimetullah Hafız, Kosovalı Sanatçı Nevzat Şundo, Romanya Kırım Tatar Toplumu Temsilcisi Tahsin Cemil’e ve eski İskeçe Seçilmiş Müftüsü merhum Ahmet Mete adına ise eşine ödülleri verildi.
Gerçekleşen Programda ayrıca, TRT, YTB, TİKA ve Makedonya Türk Sivil Toplum Teşkilatları Birliği’ne (MATÜSİTEB) katkılarından dolayı ödül verildi. Coğrafyanın sanatçılarının farklı dillerde şarkı ve türküleri büyük ilgi gördü.
"Kamusal hayata tam anlamıyla katılma"
İnsan haklarının önemine değinen Makedonya Başbakan Yardımcısı İzzet Meciti, şöyle konuştu:
"Bugün burada, barış için, insan hakları için ve halkları kültür aracılığıyla yakınlaştırmak için emek verenleri onurlandıran bu törende bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Barış ve kültürel iş birliği kendiliğinden gerçekleşmez; bunlar bilinçli çabaların, önyargıların aşılmasının ve katı tutumların ötesine geçme iradesinin sonucudur. Karşıdakini dinlemeye, anlamaya ve onur ile saygı çerçevesinde bir arada yaşamaya istekli olmayı gerektirir. İnsan hakları yalnızca adaletsizlikten korunmakla ilgili değildir. Kamusal hayata tam anlamıyla katılma, inşa etme, katkı sunma, var olma, duyulma ve değer görme imkânıyla da doğrudan ilişkilidir. Her zamankinden daha fazla, kültürü ayrıştırıcı değil, birleştirici bir araç olarak gören insanlara ihtiyacımız var. Birlikte yaşamı bir uzlaşma değil, sevgiyle korunması gereken ortak bir zenginlik olarak görenlere. Onu bir değer olarak görenlere."
"Türkiye’nin rolü çok önemli"
Kültürel bağların kuvvetlenmesi gerektiğini belirten Meciti, "Balkanlar farklılıkları tanır; ama bağları da bilir. Farklılıkların azaltılması, bağların karşılıklı saygı yoluyla güçlendirilmesi için iyi niyetle çalışıldığında, yalnızca halklar arasında değil, devletler arasında da köprüler kurulabilir. Bu bağlamda Türkiye’nin rolü özellikle önemlidir. Diplomasiyle sınırlı kalmayan, kültürel, eğitsel ve topluluklar arası iş birliğini de içeren bu ilişkiyi derinden takdir ediyoruz. Bu geniş tabloda, Kuzey Makedonya’daki Türk toplumu, geçmiş ile bugün arasında doğal bir köprü vazifesi görmektedir. Onların kurumsal, sosyal ve kültürel hayattaki aktif katkıları, çok etkili toplumların, tüm üyelerini koruyup güçlendirdiklerinde daha da kuvvetli olduklarının bir kanıtıdır. Bu etkinlik, Balkanların en çok ihtiyaç duyduğu ve Türk topluluğunun katkı sunduğu şeyi simgeliyor. Bunu adı da barış vizyonu, diyaloğa bağlılık ve samimi bir iş birliği iradesi. Sizleri de sorumluluk bilinciyle, birbirimize saygı çerçevesinde ve barışı yalnızca çatışmasızlık hali değil, herkes için onurlu bir yaşamın ortak inşası olarak gören bir anlayışla ilerlemeye davet ediyorum" şeklinde konuştu.
Türkiye’nin Balkan coğrafyasındaki önemini hatırlatan Üsküp Büyükelçisi Fatih Ulusoy, Müşterek tarihi, kültürel ve beşeri bağlarımızın bulunduğu Balkan coğrafyasındaki tüm ülkelerle Türkiye arasında güçlü münasebetlerin bulunduğu hepimizin malumlarıdır. Ülkemizin Balkan ülkeleriyle birçok alanda mevcut kurumsal işbirliğinin yanısıra, Balkan halklarıyla da sarsılmaz derecede sağlam bağlara sahibiz. Zira, bu topraklarda yaşayan tüm kardeşlerimizle kader ortaklığımız vardır. Balkan halkları asırlar boyunca olduğu gibi günümüzde de bir arada yaşama kültürünün bütün güzelliklerini sergilemektedirler. Farklı kültürlerin ve etnik toplulukların yaşadığı Balkan coğrafyasında Türkler, Makedonlar, Arnavutlar, Bulgarlar, Boşnaklar, Sırplar, Romanlar, Ulahlar ve diğer ulusal topluluklar karşılıklı saygı ve anlayış temelinde barış içerisinde yaşamanın örneğini sunuyorlar. Türk toplumu da diliyle, edebiyatıyla, musikisiyle, mimarisiyle, gelenek ve görenekleriyle ve daha birçok hasletiyle Kuzey Makedonya’nın ve Balkanlar’ın kültürel dokusunu zenginleştirdiğini, bu toprakların birleştirici ve bütünleştirici unsuru olduğunu ortaya koymaktadır" dedi.
"Her alanda işbirliği şart"
Büyükelçi Ulusoy, "Türkiye, müttefik, dost ve kardeş Kuzey Makedonya’yı anayasal adıyla tanıyan ve Üsküp’te Büyükelçi atayan ilk ülkedir. Kuzey Makedonya’yla ikili siyasi ilişkilerimiz özellikle son dönemde yeni bir boyuta ulaşmıştır. İki ülke arasındaki üst düzey ziyaretlerin sıklığı ve ekonomik ve ticari ilişkilerimizdeki gözle görülür artış bunun açık bir yansıması niteliğindedir. İkili ilişkilerimizi ve ticaret, ekonomi, yatırım, turizm ve savunma sanayi başta olmak üzere tüm alanlardaki işbirliğimizi daha da yukarılara çıkarma noktasında kararlıyız. Kuzey Makedonya’yla olan ilişkilerimizde bu ülkenin sadık vatandaşları olan Makedonya Türk toplumu sahip olduğu müstesna konumunu daima sürdürmektedir. Türk toplumu, ekonomi, ticaret, kültür, sanat, edebiyat, medya ve diğer birçok alanda bu ülkenin refahına ve kalkınmasına gözle görülür katkılar yapmaya devam ediyor. Biz de Türkiye olarak tüm kurumlarımızla Makedonya Türk toplumunun yanında olmaya devam ediyoruz. Rumeli Kanaat Önderleri platformu tarafından Balkanlar’ın barış ve huzuru ve insan hakları için mühim katkılar yapması sebebiyle ödüle layık görülen birbirinden değerli zevatı en samimi duygularımla tebrik ediyorum" şeklinde ifadeler kullandı.
Çok kültürlü coğrafya
Balkan coğrafyasındaki ülkelerin şehirlerindeki tarihi alanları yardımseverlerin katkılarıyla ayağa kaldıran isim olarak tanınan AK Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Recep Altepe, bölgenin ticari ve üretim anlamında kalkınması gerektiğini belirterek, "Balkan coğrafyası tarih boyunca kuzeyden güneye, doğudan batıya her zaman önemli bir kavşak olmuştur. Hem ticari hem askerî hem de göç kollarının geçtiği coğrafyadır Balkanlar. Birbirleriyle savaştıkları ama daha çok farklı etnik ve dinî kimlikte olan insanların barış içinde aynı sofra etrafında toplandıkları çok etnikli, çok kültürlü, çok dinli, çok dilli renkli zengin bir coğrafya olarak karşımıza çıkmıştır. Aslında bu durum yani savaş ve birbirini boğazlama sadece Balkanlara özgü değildir. Benzeri durumlar, hatta çok daha fazlası dünyanın birçok bölgesinde yaşanmakta ve yaşanmaya da devam etmektedir. Bunun Balkanlarla özdeşleşmesinin nedeni de 1912-13 yıllarında yaşanan Balkan Savaşlarından sonra kullanılmaya başlanan ve yarımadada 19. yüzyılın ilk yılları ile 20. yüzyılın ilk yılları arasındaki siyasal ve ekonomik ayrışma sürecini ifade eden Balkanizasyon, bir başka deyişle Balkanlaştırma kavramıdır" diye ifadeler kullandı.
"Birlikte üretim ve güçlenme olmalı"
Altepe, son olarak şu ifadeleri kullandı: "Bu ise insanlarda Balkanlar ve Balkanlılar hakkında olumsuz, negatif bakış açısının, duyguların ve önyargıların oluşmasına yol açmaktadır. Balkanlar ve Balkanlılar kötüdür şeklinde. Umarız bu olumsuz anlam değişir ve Balkanlar hak ettiği şekilde anılır. Rumeli kanaat önderleri olarak bizim arzumuz ve çabamız bunun içindir. Bugün de Balkan ülkeleri yaşadıkları en ağır sorunu yani yeni Balkanizasyonu ancak bütünleşme ile aşabileceklerdir. Evet, Balkan ülkeleri belki Avrupa Birliği sayesinde ekonomik sorunları belirli bir süre sonra aşabileceklerdir. Fakat demografik sorunun çözümü Balkan ülkelerinin kendilerinden geçmektedir. Bunun da çözüm yolu, her farklı siyasi düşünce ve görüş ile farklı etnik grubun kendini ifade edebileceği gelişmiş demokrasiyi hâkim kılmaları ve Balkan ülkeleri kendi aralarındaki ekonomik ve ticari ilişkileri en üst düzeye çıkarmaları ve birlikte çalışmalı. Birlikte üretmeli, birlikte güçlenmeli, birlikte geleceğe taşımalı ve Balkanları yaşanır bir coğrafya hâline getirmelidir" şeklinde konuştu.
Yorumlar