Responsive Navbar with Sidebar
DOLAR 39,3628 EURO 45,6307 STERLİN 53,5411 GRAM ALTIN 4.308,61 BIST 100 9.350,01 BITCOIN $107.344
Facebook TwitterX Instagram YouTube

Arama Haber Code Logo Arama
Günnur Ekşi Ataokay

Günnur Ekşi Ataokay

gunnureksi@gmail.com

Tüm Yazıları

Köksüzlük

Giriş: 25.05.2025 22:48 | Güncelleme: 15.06.2025 17:31
Paylaş

Köksüzlük

Tohumsan eğer insafa kalmış bir kaderin vardır ve hep mücadele etmen gerekir yeteneklerine rağmen.
Eğer seni biri yetiştirmeye karar verdiyse, senin için o zorlukları aşar ve senin büyüyebileceğin bir olgunluğa kadar getirir.
Sonrası zaten kolaydır.

 

Hislerim çalındı sanki...

Sanki yetenekli bir hırsız ne var ne yok alıp gitti, boşalttı ruhumun içini!

Hiçbir şey için yeterince bir ‘şey’ hissedemiyorum.

İçerisi çok dağınık!

‘Sınavlardan sınav beğen' aşaması bitmiyor bazı hayatların.

Hani insanı yaşlılık, bilgelik ve delilik arasında sınadığı…

Yaşlanırken, mümkünse delirmeden bilgeleşmenin kaygısı da eşlik ediyor hayatıma.

40 yaş insan ömründe bir eşikmiş belli ki…

Hala hayret edebiliyor olmak büyük bir lüks!

Benim mesela hayret etme butonum kırılalı yakın bir zaman oldu.

Sıkıştırılmış bir zamana sığdı bütün hayretlerim.

Butonlar kırılınca ne hissedeceğini bilemiyormuş demek ki insan…

Kendimi diri tutabildiğim, hayatla pamuk ipliğine bağlı olan o iplik sadece müzik ve o beni bir şekilde avlıyor.

Avlanmaya razı bir ceylan olarak müziğin deryasında yüzüp duruyorum.

Büyükşehir Belediyesi’nin Göksel Baktagir konseri tanıtımını gördüğümde henüz yolu bulunamamış bir zaman yolculuğunda buldum kendimi.

Beni 20 yılı aşkın bir zamana, onu ilk kez dinlediğim üniversite yıllarına götürdü.

Üzerinden onlarca yıl geçmiş ama dün gibi hatıranda canlı olan anlar…

Haliyle peşi sıra geldi hatıralar, sorgulamalar…

Selçuk Üniversitesi’nin o zamanki İletişim Fakültesi binasının bitişiğindeki Kültür merkezi çok güzel etkinliklere ev sahibi oluyordu.

Göksel Baktagir de Devlet Konservatuarı’nın öncülüğünde konser için gelmişti Konya’ya.

Ses teknolojileri dersimizin hep saygıyla andığım hocası Sayın Ramiz Gökbudak beni sınıfın sesi olarak kullanıyordu.

Ne güzel bir kapı açmıştı bana bilerek ya da farkında olmadan…

Sanatçı bir kişilikti, iyi müzikten anlardı.

Çoklu ses kaydı alma ve bunları kurgulamayı öğretmek için dersimize konservatuardan kanun ve ritim öğrencileri getirmişti.

Solistleri de ben olmuştum.

‘Elbet Bir Gün Buluşacağız’ı söylemiştim.

Müzik hep hayatımın tam ortasında, öylece duruyordu hep anlattığım gibi…

Kanun, tınısını çok sevdiğim bir enstrüman.

Bu yüzden bu konseri kaçıramazdım.

İkna ettiğim, müziğe meraklı dostlarımla konsere gitmiştik.

Kampüsün karşısındaki, öğrenciler olarak bizlerin bir nevi istila ettiği mahallemize yürüyerek dönerken konserden ne kadar mutlu olduğumuzu hatırlıyorum.

Konya’da okuduğum yıllarda iki konser var hafızamda zaten; biri Erkan Oğur-Bülent Ortaçgil konseri, diğeri de Göksel Baktagir konseridir.

Sonrasında tabi hep radarımda olan bir sanatçı oldu.

Sanatçı bir babanın, İTÜ Devlet Konservatuarı mezunu oğlu olarak bir neslin sadece okullarda eğitilebileceğini düşünen neslinin vefalı ve yetenekli evlatlarından biri.

Bir tarafta da Bursalı müzisyen ve yine kanun sanatçısı Aytaç Doğan ve torunu var mesela.

Dedesi sayesinde kanunla tanışan Doğan, kendisiyle aynı adı taşıyan torununu yetiştiriyor şimdi.

Doğrular değişiyor, formüller konu sanat olduğunda asla işe yaramıyor.

Baktagir’in en sevdiğim albümü ‘Hayal Gibi 3’ albümüdür.

Büyük bir heyecanla, insan ruhunu en karartacak yerlerden biri olan bir hastanede sabaha karşı dinlemiştim.

Benim için en güzel eserleri hala bu albümündedir ama hatırası da büyüktür.

Göksel Baktagir güzel bir mirası almış, büyütmüş, saygın bir konuma getirmiş çok değerli bir müzisyen, önemli bir sanatçı.

Aytaç Doğan gibi Bursa’nın en fakir ama sanatsal anlamda en zengin mahallesi olan Kamberler mahallesinde yetişmiş, alaylı bir sanatçı olarak yarattığı etkiye bakalım bir de…

Taksim Trio’nun üçünün ikisi olarak bu mahalleden İsmail Tunçbilek ile birlikte ülke sınırlarını aşan bir müzikal yolculuk.

Göksel Baktagir de Aytaç Doğan da aynı enstrümanla konuşan, çok değerli iki sanatçı.

Ama biri tohumdan yetişmiş diğeri fideden…

Bu yüzden ikisinin müzikleri arasındaki farkı anlamak önemli.

Tohumsan eğer insafa kalmış bir kaderin vardır ve hep mücadele etmen gerekir yeteneklerine rağmen.

Eğer seni biri yetiştirmeye karar verdiyse, senin için o zorlukları aşar ve senin büyüyebileceğin bir olgunluğa kadar getirir.

Sonrası zaten kolaydır.

Çok tanıdık; tohumken başladı savaşım.

Tutunmak zorunda olduğumu biliyordum.

Toprakla hemhâl olmam bundan...

Yorumlar

Yazarın Diğer Yazıları

Araftaki ev!
Simurg’a Giden Yol!
Köksüzlük
Ya herkes dans edecek ya da hiç kimse!
İnsanlığımı yitirirken...

Diğer Yazarlar

Günnur Ekşi Ataokay
Mustafa Çokran
Tolgay Ataokay
Uğur Korkmaz

Haber Arama